Ölmemeyi değil aslında ben hep ölümü düşündüm, her şey daha iyi olabilecekken, bir hiç gibi yaşayarak bu yaşamı ziyan etmekten korktum. Hiç anlaşılmadan, anlaşılmanın ne demek olduğunu bilmeden, kendimi yeterince ifade edememekten veya ifade edebileceğim birini bulamamaktan korktum. Hatta bazen bunu düşünmemek için ölmek istedim. Çünkü yaşadığım her saniye, herkes, her olay bana bu korkumu hatırlatıyordu. Beni anladığını düşündüğüm insanların sanki hiç anlamamış gibi çekip gitmelerini çaresizce izlemek zorunda kaldıkça anlaşılmamış olmanın verdiği hayal kırıklığı ile değersizlik havuzumda boğulduğumu hissediyordum. Anestezi yapılmamış ameliyat masasında yatan hastalar gibi, yaşamın ruhum üzerinde yaptığı bütün tahribatları iliklerime kadar hissediyor ama anlatamıyordum. Sessizce yok oluşumu izliyordum.
Rıdvan DAĞLUM