"Bir insana kendi çıkarının tersine işler yaptıran duygu nedir?"
Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi
20 Haziran 2014 Cuma
"Koşullar ağırdı ve ben seni o zamanlarda da seviyordum."
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
17 Haziran 2014 Salı
Size,
bu odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzundan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
"iyiyim" diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum.
telefonla birlikte ışığı da kapatıp
bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
çınlarken içimde,
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
2
odadaki ışığı,
tenimdeki tuzu kırdım
yastıklarda kuruyan gözyaşını,
ufku
terk ettim.
söz kirlendi,
kendi uzayımda kendime
garsonluk etmekteyim.
3
sizinle yaşadığım her şey kıyamet,
sizinle yaşadığım her şey cinnet,
sizinle yaşadığım her şey cinayetti.
ruh kirlendi
kalbimin kenarında atını durduranlar için
akrep beslemekteyim
Birhan Keskin
bu odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzundan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
"iyiyim" diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum.
telefonla birlikte ışığı da kapatıp
bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
çınlarken içimde,
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
2
odadaki ışığı,
tenimdeki tuzu kırdım
yastıklarda kuruyan gözyaşını,
ufku
terk ettim.
söz kirlendi,
kendi uzayımda kendime
garsonluk etmekteyim.
3
sizinle yaşadığım her şey kıyamet,
sizinle yaşadığım her şey cinnet,
sizinle yaşadığım her şey cinayetti.
ruh kirlendi
kalbimin kenarında atını durduranlar için
akrep beslemekteyim
Birhan Keskin
Yenildim ben, unutuldum ve üzgün değilim inan.
Büyüktü çünkü onların dünya arzusu
Benim otların sesiyle kaplı kalbimden
Söktüm atımı söğüdün gölgesinden
Şimdi yol benim yeniden…
Büyüktü çünkü onların dünya arzusu
Benim otların sesiyle kaplı kalbimden
Söktüm atımı söğüdün gölgesinden
Şimdi yol benim yeniden…
Birhan Keskin
Şimdi ömrümün tek bir gayesi var: bir gün evvel sana kavuşmak, seni kollarımın arasına almak, güzel, temiz yüzüne saatlerce, senelerce hiç doymadan bakmak. Ancak o zaman tam neşeli, senin istediğin gibi neşeli olabileceğim.
Sabahattin Ali-Canım Aliye,Ruhum Filiz
İnsanlar fazla sevilmemeye programlı galiba. Ne zaman çok sevildiğimi hissetsem gidesim gelir ve ne zaman çok sevsem o gider.
Ece Ayhan
Yalnız yaşayan insanların,
kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır.
Oğuz Atay, Korkuyu Beklerken
Ve benim, birdenbire yüzünü değil, gözünü değil, senin sesini göresim geldi..
Nazım Hikmet
15 Haziran 2014 Pazar
…Böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsemde yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?…
Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan
Bil ki, İnsanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma, Yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir.
Dostoyevski
Yalnız bir müddet dinlenmek ve birbirimizden uzak kalmak lazım. Ta birbirimizi tekrar görmek ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar… Haydi artık Raif. Bu an gelince ben seni ararım; belki tekrar dost olur ve bu sefer daha akıllı davranırız. Birbirimizden, verebileceğimizden fazla şeyler beklemeyiz ve istemeyiz… Haydi artık git… O kadar yalnız kalmak istiyorum ki.
Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna
14 Haziran 2014 Cumartesi
Bitmiyor, sadece bazen -belki güneşli bir günde veya kalabalık bir gecede- geçtiğini sanıyorsun ama geçmiyor esasında. Alışıyorsun zamanla. Asla bitmiyor…
Sabahattin Ali
12 Haziran 2014 Perşembe
” Biz seninle bir denizin iki aşık balığı iken
Başka sularda yüzüp durmuşuz
Başka kıyılara vurmuşuz. “
Şükrü Erbaş
11 Haziran 2014 Çarşamba
Durduğum yer benim değil iken, gidebilecek bir yerimin olmaması ne acı. Gidebilecek bir yerim yok iken hâlâ ve inatla durmayışım; ne gaflet. Nihayetinde ölmüyorken yaşıyor olan insanın, yaşıyorken öldüğünü bilmemesi.. Bu, ne tuhaf bi’ hayret.
Turgut Uyar
Ve unutma; aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir…
Charles Bukowski
Günler öylece kendi kendine geçsin diye
Bir camın arkasında durdum.
Bana dokunmasın hiçbir şey
Hiçbir şey yarama merhem olmasın
İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
Bir camın arkasında durup
Akan hayata ve zamana baktım.
Bilirdim, biliyordum, biliyorum,
Bittiğinde, geçtiğinde,
O saman tadıyla karıştığında,
Her şey daha acı olacak..
Bir camın arkasında durdum.
Bana dokunmasın hiçbir şey
Hiçbir şey yarama merhem olmasın
İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
Bir camın arkasında durup
Akan hayata ve zamana baktım.
Bilirdim, biliyordum, biliyorum,
Bittiğinde, geçtiğinde,
O saman tadıyla karıştığında,
Her şey daha acı olacak..
Birhan Keskin
10 Haziran 2014 Salı
Bazan bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazan da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil.İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile….Sadece bir yalnızlık ihtiyacı.
Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor….Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimden geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor….Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağın bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmaşık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek… Böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?
Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor….Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimden geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor….Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağın bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmaşık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek… Böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?
Sabahattin Ali, İçimizdeki şeytan
Umut dayanılmaz şey olur hep aynı eklemden kırılınca hayaller. Öyle değil mi?
Hep yanlış kaynamaz mı hayal kırığı?
Hep yanlış kaynamaz mı hayal kırığı?
Ece Temelkuran
İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları , okumak istedikleridir. Sevmesi , sevilmeyi istediği biçimdedir.
Tezer Özlü
Her şeyden önce iyi yaşa. Sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş gibi, laf olsun diye günlerini geçirme. Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan; bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev. Hayatını öyle yaşa ki; her an kendi elini sıkabilesin. Ve her gün hiç olmazsa faydalı bir şey yap ki; gece yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine; “Ben elimden geleni yaptım” diyebilesin..
William Shakespeare
9 Haziran 2014 Pazartesi
Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. Umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? Umutsuzluk susar. Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa, bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. Umutsuzluk konuştu mu, düşündü mü, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü, edebiyat olan her yerde umut vardır.
Albert Camus
6 Haziran 2014 Cuma
Dünyadan bir şey istemekten vazgeç, sana ne yapacağını bilemeyeceğin kadar çok şey verecektir, sözünün doğruluğu şurada: Sen her şeyden vazgeçtiğinde, sana kalan en küçük şeyler bile büyük önem kazanır. Genellikle görmezden geldiğin önemsiz şeylerden en büyük tadı almanın yolu bu.
Yaşama Uğraşı - Cesar Pavese
Yaşama Uğraşı - Cesar Pavese
Kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi.
Kaç kişi güzelliğini sevdi.
Belki gerçek aşkla; belki değil
Ama bir tek kişi seni sevdi.
Bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.
William Butler Yeats
5 Haziran 2014 Perşembe
Sebepsiz sevmektir aşk, nedeni olmadan bağlanmak birine. Hatta sarılamamaktır utançtan, Çünkü utanmaktır sevmek aslında.
Can Yücel
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)