Cemal Süreya
29 Nisan 2015 Çarşamba
Doğru yerde yanlış kişi olmadık ama yine de sevilmedik. Anladım ki; yanlış yerde,doğru kişi olduğumuz için terk edildik.
25 Nisan 2015 Cumartesi
“Bu nasıl sevgi böyle?
Bu nasıl tutku?
Bu nasıl özlem?
Ne zaman gözlerini görsem
Bir çoğalıyorum, bir eksiliyorum”
Ümit Yaşar Oğuzcan - Belki Birgün Duyarsın Diye
Bu nasıl tutku?
Bu nasıl özlem?
Ne zaman gözlerini görsem
Bir çoğalıyorum, bir eksiliyorum”
Ümit Yaşar Oğuzcan - Belki Birgün Duyarsın Diye
11 Nisan 2015 Cumartesi
9 Nisan 2015 Perşembe
Son mektubunda: “Kendine iyi bak sakın benden evvel ölme!” diyorsun. Ben hayatımda bütün insan tarihine geçmiş muazzam insan sevdaların kitaplarını okudum. Fakat hiçbiri, bir insanın bir insana karşı duyabileceği sevgiyi bu kadar sade, fakat müthiş bir azametle ifade edememiştir. Ben yeryüzünün en bahtiyar insanıyım ki; elbette ki bütün felaketli ve ümitli şartların da yardımıyla; sana bu satırı yazdırabilecek kadar sevmişim seni ve kendimi sana sevdirebilmişim.
5 Nisan 2015 Pazar
ENERJİNİN ÇEKİM
KUVVETİ; AŞK
Bu yazımda aşkı enerji boyutunda ele alıp aşk ile
enerji arasındaki bağlantıyı naçizane düşüncelerimle mantıksal yollarla
açıklamaya çalışacağım. TDK enerjiyi maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde
ortaya çıkan güç olarak tanımlanmaktadır. Bir başka ifade ile enerji, evrenin
onunla dolu olduğu, görünmez ve her dilde bir sözcükle anlatılan, fakat hiç
kimsenin izah edemediği bir maddedir.
Modern bilimde parçacık fiziğinin oldukça ileri
teorileriyle desteklendiği gibi, “evrende her şey enerjiden” oluşmaktadır. Bu
enerji aynı madde olmasına rağmen farklı zamanlarda farklı şekiller alır.
Dolayısıyla evrende bulunan tek şeyin enerji olduğunu söyleyebiliriz. Ve
bizlerde enerjiyiz ve sürekli hareket eden bu enerji okyanusunda yaşıyoruz.
Bizlerin enerji olduğu varsayımından hareketle insanda iki tip enerji olduğu kanısındayım.
Bunlardan biri mevcudiyetimizde sürekli var olan ve kaynağını kısmen bizim
oluşturduğumuz kısmen de evrenden sürekli bir akış halinde aldığımız potansiyel
enerji, diğeri ise içimizdeki bu enerjiyi tamamlayan bütünleyici enerjidir.
Fakat bu iki enerji doğası gereği aynı vücut formunda yer alamamakta bu yüzden
evrende farklı vücut formlarının bütünleyici enerji kapasitelerinde sürekli bir
değişkenlik halinde varlığını sürdürmektedir. Bir başka deyişle insan
potansiyel ve bütünleyici enerjiden oluşmaktadır. Lakin birbirini tamamlayan bu
iki enerji aynı vücut formunda bir arada bulunamamakta çünkü bu durum türlerin
devamı açısından sakınca oluşturmaktadır.
Her iki enerji de aynı vücut formunda bulunsaydı eğer insan kendi
kendine yeter durumda olur ve ilgisini dışarı yönlendirmezdi. Bu durum
Biyolojik olarak çok eşli, kültürel olarak tek eşli olan insan doğasına
aykırılık oluşturarak belki de insan ırkının milyonlarca yıl önce yok olmasına
neden olacaktı. Bu sebepten doğamız gereği bu iki enerjinin aynı vücut formunda
yer alamayacağını düşünmekteyim.
Kısaca tıpkı parmak izlerimiz gibi her insanın
birbirinden farklı bir enerji formu vardır. Bu enerji formlarını birbirlerini
bütünler ancak aynı bedende birlikte bulunamazlar. Potansiyel enerji kişiyle
birlikte varlığını sürdürürken bütünleyici enerji farklı beden formlarında
varlığını sürdürür.
Örnek vermek gerekirse; bay A’nın Potansiyel ve
bütünleyici olmak üzere iki enerji kapasitesi bulunmaktadır. Lakin bay A’nın
bütünleyici enerjisi bay A’nın bedeninde değil evrende kendine uygun bir vücut
formu bulana kadar gezinmektedir. Bundan ötürü bay A’nın bütünleyici enerji
kapasitesi şimdilik boş bulunmaktadır. Bayan B’de de aynı şekilde iki farklı
enerji kapasitesi mevcut olup biri kendinde iken diğeri evrende dolaşmaktadır. Daha
sonra Bay A’nın bütünleyici enerjisi Bayan B’nin vücut formunda kendine yer
edinmiş ve oraya yerleşmiştir. Aynı şekilde Bayan B’nin bütünleyici enerjisi de
bay A’nın bedeninde kendine yer edinmiştir. Bu iki insanın bedenlerinde bulunan
bütünleyici enerjiler kendilerini potansiyel enerjilerine çekerek aralarında
bir çekim kuvvetine neden olmuştur.
İşte burada aşktan bahsetmenin tam da sırası. Bu bakış
açısına göre aşk; Bireylerin kendilerinde olmayan ama kendilerini tamamlayan
bütünleyici enerjilerinin potansiyel enerjilerine çekilme kuvvetidir. Bu iki
enerji bir araya geldiğinde ortaya sinerji çıkmakta ve bireylere olağanüstü bir
güç vermektedir. Fakat şunu belirtmeliyim ki bu bütünleyici enerji çok saf bir
enerjidir. Her bedene girmez, girse bile eğer girdiği bedenin ruhu o enerjiyi
taşıyabilecek saflıkta değilse bu enerji o vücuttan kaçar ve kendine farklı
beden formları bulur. Bizim de ilgimiz o enerjinin gittiği tarafa kayar.
Yaşamımız boyunca farklı insanlara âşık olabilmemizi de bu şekilde açıklıyorum.
Bu süreç birden çok insan arasında bu şekilde işlemekte ve insanların
birbirlerine yakınlaşmasını sağlamaktadır. Bu yakınlaşmalar insanı sosyal bir
varlık yapmıştır.
Genel anlamda uzun süreli birliktelikler bu
bütünleyici enerjileri muhafaza edebilmekle ancak mümkün olabilmektedir. Bu da
iyi bir insan, iyi bir birey olmayı ve o saf enerjiyi hak edecek saflıkta bir
ruha sahip olmayı gerektirmektedir.
Özetle dünyayı döndüren bu iki bireysel enerjinin
birbirleri arasındaki sürekli olarak çekim kuvvetidir. Bu çekimler vasıtası ile
insanlar birbirlerine yaklaşmakta, diyaloglar kurmakta ve sosyal bir ortam oluşturmaktadır.
Ruh eşi diye aradığımız şey aslında enerji eşimizdir.
Rıdvan DAĞLUM
“Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş…
Ne aradığımızı bilmeden aramak…
Şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükûnet içindeyim…
Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?”
İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
O beni birdenbire sessiz karanlık dünyamdan ayırmış,ışığa ve sahiden yaşamaya götürmüştü. Bir ruhum bulunduğunu ancak o zaman fark etmiştim.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
"Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?"
Sabahattin ALİ - İçimizdeki Şeytan
Sabahattin ALİ - İçimizdeki Şeytan
4 Nisan 2015 Cumartesi
“Sana kızgın değilim… Sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum… Sonra seni seviyorum.. Neden sevdiğim bilmeden seviyorum. Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim…”
Sabahattin ALİ - İçimizdeki Şeytan
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)