Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
YAHYA KEMAL BEYATLI
19 Aralık 2012 Çarşamba
27 Kasım 2012 Salı
Çalınan her kapı hemen açılsaydı,
Ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı...!
Mevlana
Ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı...!
Mevlana
Çok Sevmek
Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Sen Gidersen
Sen gidersen sohbet gider,
Tadım gider tuzum gider,
Dinlediğim her şarkıda,
Tel kırılır sazdan düşer.
Sen gidersen başkent gider,
içim üşür ayaz düşer
İzmir de konak meydanı,
İstanbul da taksim düşer.
Sen gidersen canım gider,
Adın geçer içim titrer.
Şu dağlanmış yüreğime,
Sevda denen akkor düşer.
Sen gidersen her şey gider,
Sesin gider,sesim düşer.
Sen gidersen ey sevgili,
Ben biterim, şiir biter..
Ümit Yaşar Oğuzcan..
Tadım gider tuzum gider,
Dinlediğim her şarkıda,
Tel kırılır sazdan düşer.
Sen gidersen başkent gider,
içim üşür ayaz düşer
İzmir de konak meydanı,
İstanbul da taksim düşer.
Sen gidersen canım gider,
Adın geçer içim titrer.
Şu dağlanmış yüreğime,
Sevda denen akkor düşer.
Sen gidersen her şey gider,
Sesin gider,sesim düşer.
Sen gidersen ey sevgili,
Ben biterim, şiir biter..
Ümit Yaşar Oğuzcan..
KALAN
Bir şey kaldı gecelerden birinde
Senden.
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar’ın arasında kaçamaklı.
Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.
Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.
Özdemir ASAF
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar’ın arasında kaçamaklı.
Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..
Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.
Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,
Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.
Özdemir ASAF
Öylesine
Efkara meyletmiş ruhum
Gönlüm bir ayrımda
Sana uzanan yollar çekmekte beni
Tüm gelmeler tutsa bile yakamdan
Sana gelemem biliyorum
Sana gelmek;
Yaraya tuz basmaktır
Bu saatten sonra
Yani sevgilim
Şimdi öyle bir ayrımdayım ki
Seninle ya da sensiz
Hicrandır bu saatten sonrası..
Rıdvan DAĞLUM
Gönlüm bir ayrımda
Sana uzanan yollar çekmekte beni
Tüm gelmeler tutsa bile yakamdan
Sana gelemem biliyorum
Sana gelmek;
Yaraya tuz basmaktır
Bu saatten sonra
Yani sevgilim
Şimdi öyle bir ayrımdayım ki
Seninle ya da sensiz
Hicrandır bu saatten sonrası..
Rıdvan DAĞLUM
Ben Güzel Gözlü Kadınları Severim
"Ben güzel gözlü kadınları severim
Bir de küçük ayaklıları, uzun boyunluları
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Terler avuçları, kesilir solukları
Ben mahzun kadınları severim
Yavru ceylanca kadınları, ürkekçe
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Bilemezsiniz ne güzeldir, öpüştükçe
Ben akıllı kadınları severim
Düşünen, az konuşan, o çok bilen
Her yerde, her zaman nazı çekilen
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Bir de küçük ayaklıları, uzun boyunluları
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Terler avuçları, kesilir solukları
Ben mahzun kadınları severim
Yavru ceylanca kadınları, ürkekçe
Hem nasıl severim, öyle severim işte
Bilemezsiniz ne güzeldir, öpüştükçe
Ben akıllı kadınları severim
Düşünen, az konuşan, o çok bilen
Her yerde, her zaman nazı çekilen
Hem nasıl severim, öyle severim işte
İçimde büyük, sonsuz ateşler yanmalı
Ve ölümüm o kadın yüzünden olmalı."
Ve ölümüm o kadın yüzünden olmalı."
Ümit Yaşar OĞUZCAN
SENİN OLMADIĞIN
Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa
Ben koca bir hayat sığdırdım…
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
Sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı…
Hayat bana acımasız yüzünü
Sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi…
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
Hayata başladığım yerde,
Kalbindeyim…
Ben koca bir hayat sığdırdım…
Beni sevmemene isyan edip kaçmak,
Sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak,
ruhumun en büyük yanılgısıydı…
Hayat bana acımasız yüzünü
Sevgini inkar ettiğim zamanlarda gösterdi…
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde,
Hayata başladığım yerde,
Kalbindeyim…
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
Senin olmadığın yerde ne olduğunu bilmiyorum
Senin olmadığın yerde ne olduğunu bilmiyorum
Cezmi Ersöz
23 Kasım 2012 Cuma
Öylesine
Aylardan ayrılık, günlerden aşk-ertesi ve saat ona doğru.. Çıkmaz bir hayatın son sahnesini yaşarken ömrüm ruhumda kalacak bu derin hüzün...
Rıdvan DAĞLUM
ÇOK SEVMEK
Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
20 Kasım 2012 Salı
ÖZLEMEK
Birden özleyiveriyorsunuz…
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.
Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi…
Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen her şeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda…
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor…
Ahmet ALTAN
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.
Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi…
Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen her şeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda…
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor…
Ahmet ALTAN
18 Kasım 2012 Pazar
Gel
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz yok
Ama yinede gözlerini al gel
Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
Beni biri severse inanmam
Seni biri severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok
Ama ızdırabım sende, mutlaka alda gel...
Ama yinede gözlerini al gel
Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
Beni biri severse inanmam
Seni biri severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok
Ama ızdırabım sende, mutlaka alda gel...
Cezmi Ersöz
15 Kasım 2012 Perşembe
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
"Belki çok güzel bir zekaya sahip olmak hoş bir şeydir ama daha büyük bir hediye, güzel bir kalbi keşfetmektir."
Akıl Oyunları - A Beautiful Mind
Akıl Oyunları - A Beautiful Mind
Öylesine
Gözlerine dalmıştı ömrüm
Akıp gidiyordu işte zaman
Sen ne zaman ağlayacak olsan
Titretirdi bu ömrü küçücük bir damlan.
Rıdvan DAĞLUM
Akıp gidiyordu işte zaman
Sen ne zaman ağlayacak olsan
Titretirdi bu ömrü küçücük bir damlan.
Rıdvan DAĞLUM
SENİ ÖZLEMEK
Kendi sesimden Seni Özlemek..
Seni özlemek kar çiçeği olmaktır
Bahara hasrettir seni özlemek
Geceyi gündüzü unutmak
Hatıraları koyup karşıya
Gözlerinde kaybolmaktır seni özlemek
Umuttur seni özlemek,
Gündüz hayaldir gece rüyadır seni özlemek
Seni özlemek yeniden doğmaktır
Saçlarının kıvrımlarında
Dudaklarının tebessümlerinde kaybolmaktır seni özlemek
Beklemektir seni özlemek bazen üzgün
Bazen sabırsızlıktır
Kıvranmaktır bazen basan sıcaktan
Bazen terden boğulmak
Bazen yalnızlıktan üşümektir seni özlemek
Seni özlemek
"Yeter! " demektir,
"Gel! " demektir
"Gitme! " demektir,
"Kal! " demektir
Dudaklara acı bir tebessüm koyup
Varlığında da yokluğunda da sen deyip
Ölesiye sevmektir seni özlemek
Beni unutmaktır seni özlemek
Seni özlemek her gölgede seni bulmaktır
Seviyorum desen de demesen de
İnan
İnan sesini duymaktır seni özlemek...
Turgut UZDU
Seni özlemek yeniden doğmaktır
Saçlarının kıvrımlarında
Dudaklarının tebessümlerinde kaybolmaktır seni özlemek
Beklemektir seni özlemek bazen üzgün
Bazen sabırsızlıktır
Kıvranmaktır bazen basan sıcaktan
Bazen terden boğulmak
Bazen yalnızlıktan üşümektir seni özlemek
Seni özlemek
"Yeter! " demektir,
"Gel! " demektir
"Gitme! " demektir,
"Kal! " demektir
Dudaklara acı bir tebessüm koyup
Varlığında da yokluğunda da sen deyip
Ölesiye sevmektir seni özlemek
Beni unutmaktır seni özlemek
Seni özlemek her gölgede seni bulmaktır
Seviyorum desen de demesen de
İnan
İnan sesini duymaktır seni özlemek...
Turgut UZDU
Unutma Ki
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
Gelmeyince
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı
Sen günden güne erimeyi bilir misin
Dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi
Bir teselli aramayı
Issız parklarda, tenha sokaklarda
Ve bütün bir şehir uyurken uzaklarda
Deli divane yollara düşüp
Yaşlanmış bir köpek gibi
Eskimiş bir gömlek gibi
Atılmışlığını hissettiğin oldu mu
Sevmekten
Günler geceler boyunca yürümekten
Elin ayağın yoruldu mu
Sen yalnızlığın acısını bilir misin
Unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına
İçinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı
Bütün gururunu çiğneyip
Sevdiğinin geçtiği yollarda
Bastığı toprakları eğilip öptün mü
Sen çaresizlik nedir bilir misin
Sen yokluk nedir gördün mü
Yanan başını
Duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden
Sen her gün bin defa öldün mü
Böyleyim diye ayıplama beni
Bir gün kendimi
Sonsuzluğun koynuna bırakırsam
Yaralı ve yenik bir asker gibi
Darılma
Unutma ki
Her seven isimsiz bir kahramandır
Unutma ki
İnsan; sevebildiği kadar insandır.
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
Gelmeyince
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı
Sen günden güne erimeyi bilir misin
Dev bir ağacın vakarı içinde ölmeyi
Bir teselli aramayı
Issız parklarda, tenha sokaklarda
Ve bütün bir şehir uyurken uzaklarda
Deli divane yollara düşüp
Yaşlanmış bir köpek gibi
Eskimiş bir gömlek gibi
Atılmışlığını hissettiğin oldu mu
Sevmekten
Günler geceler boyunca yürümekten
Elin ayağın yoruldu mu
Sen yalnızlığın acısını bilir misin
Unutulmak bir hançer gibi saplandı mı sırtına
İçinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı
Bütün gururunu çiğneyip
Sevdiğinin geçtiği yollarda
Bastığı toprakları eğilip öptün mü
Sen çaresizlik nedir bilir misin
Sen yokluk nedir gördün mü
Yanan başını
Duvarlara vurup parçalamak geldi mi içinden
Sen her gün bin defa öldün mü
Böyleyim diye ayıplama beni
Bir gün kendimi
Sonsuzluğun koynuna bırakırsam
Yaralı ve yenik bir asker gibi
Darılma
Unutma ki
Her seven isimsiz bir kahramandır
Unutma ki
İnsan; sevebildiği kadar insandır.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Öylesine
Bir noktadan sonra insan anlıyor ki; hiçbir şey hiçbir şeye değmiyor. Herkes hayatını yaşıyor. Ve sen sadece üzüldüğünle kalıyorsun...
Rıdvan DAĞLUM
Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var
Fuzuli
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı var
Fuzuli
Bugün, dünle beslenerek yarına varır.Geçmiş, bugünün koşullarına uyarlanabildiği ölçüde önemli bir kaynaktır.
14 Kasım 2012 Çarşamba
"Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır."
Dostoyevski
Dostoyevski
SENİ SAKLAYACAĞIM
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.
Özdemir ASAF
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.
Özdemir ASAF
Ben akıllı kadınları severim
Düşünen, az konuşan çok bilen
Her yerde, her zaman nazı çekilen
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Düşünen, az konuşan çok bilen
Her yerde, her zaman nazı çekilen
Ümit Yaşar OĞUZCAN
"Hüzün, ‘yok olan’ın eksikliğinden, üzüntü ise ‘var olan’ın eksikliğinden kaynaklanır."
Ali ŞERİATİ
Ali ŞERİATİ
Öylesine
Yokluğunun eksikliğinden var olan umutlarım,
hüznü beraberinde taşıdı yarınlarıma..
Şimdi sen yoksun ya..
Her gün bir umut kovan kuşuna..
Rıdvan DAĞLUM
hüznü beraberinde taşıdı yarınlarıma..
Şimdi sen yoksun ya..
Her gün bir umut kovan kuşuna..
Rıdvan DAĞLUM
SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ
Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Bitmez tükenmez engeller koydun
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Benden artık pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Benden artık pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?
Ahmet Selçuk İLKAN
“Ve bin kere ölürsün her iç çekişte
Nasıl anlatsam bilmem ki.
Yani 'sevmek' işte!...”
Nasıl anlatsam bilmem ki.
Yani 'sevmek' işte!...”
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Sorumluluktan korktuğunuz için, düşünmekten;
Eleştirilmekten korktuğunuz için, konuşmaktan korkmayın.
Shakespeare
Shakespeare
"Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.
Yaşamak; Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.."
Nazım HİKMET
Yaşamak; Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.."
Nazım HİKMET
HER ŞEY SENDE GİZLİ
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can YÜCEL
"Bitmiyor, sadece bazen -belki güneşli bir günde veya kalabalık bir gecede- geçtiğini sanıyorsun ama geçmiyor esasında. Alışıyorsun zamanla. Asla bitmiyor…"
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Öylesine
Herkes bir yerlerde hayatını yaşıyor.. Sense yaşananlara hayret edip kendi yalnızlığının temizliğine şükrediyor, bir yalandan kalma hayal kırıklıkları arasında parçalarını toparlamaya çalışıyorsun benim bi çare gönlüm.. İyi ki her şeye rağmen temiz kalabilmeyi değişmemeyi becerebiliyorsun.. Buna ben bile hayret ediyorum..
Rıdvan DAĞLUM
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
NE KADINLAR SEVDİM ZATEN YOKTULAR
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Hayır sanmayın ki beni unuttular
hala ara sıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Atilla İLHAN
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Hayır sanmayın ki beni unuttular
hala ara sıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Atilla İLHAN
Aşk vadisinde hiçbir nisane hiçbir iz yoksa üzülmemeli; çünkü Hakk'ın lütfuyla bazen umutsuzluktan bile umutlar doğar. Ey gönül, sakın umutsuzluğa düşme! Allah'tan umudunu kesme ki bazen can bahçesinde, sögüt ağacının dalı bile hurma verir.
MEVLANA
MEVLANA
YALNIZLIK
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
Attila İLHAN
13 Kasım 2012 Salı
Alışkanlık
Gitgide alışıyorum sana
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz.
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin.
Yanımda olduğun zamanlar;
Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor
Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun.
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan.
Alışkanlıklar daima korkutur beni.
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim.
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır.
Fakat şimdi sana alışıyorum.
Alıştıkça özlemim artıyor daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum.
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
Saha değerlisini verememekten korkuyorum.
Bir gün ansızın ölmekten ve seni bana olan alışkanlığınla
Yapayalnız bırakmaktan korkuyorum.
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz.
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin.
Yanımda olduğun zamanlar;
Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor
Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun.
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan.
Alışkanlıklar daima korkutur beni.
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim.
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır.
Fakat şimdi sana alışıyorum.
Alıştıkça özlemim artıyor daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum.
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
Saha değerlisini verememekten korkuyorum.
Bir gün ansızın ölmekten ve seni bana olan alışkanlığınla
Yapayalnız bırakmaktan korkuyorum.
Oysaki her zaman ve günün her saatinde
Yanında olmalıyım senin. Bana alışmış olmaktan
Pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı.
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
Emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni.
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı yarısı benim.
"Bana alış" demeyeceğim. Nasıl olsa alışacaksın bir gün.
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin
O zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla
Sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle
Mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum.
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
Kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.
Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim
Senin sevginle değerleniyor ayrı bir anlam kazanıyor.
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
Seni görecekler içimde.
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
Bir bütün haline geliyoruz durmadan.
Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni.
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden.
Saçlarını okşamak geliyor ellerini tutmak geliyor.
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri.
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum.
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık.
Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum.
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz bir gün bulutların üstünde.
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
O anlatılmaz baş dönmesi içindeyim.
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
Seninle vardığım yüksekliğe erişemez.
Yanında olmalıyım senin. Bana alışmış olmaktan
Pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı.
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
Emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni.
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı yarısı benim.
"Bana alış" demeyeceğim. Nasıl olsa alışacaksın bir gün.
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin
O zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla
Sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle
Mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum.
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
Kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.
Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim
Senin sevginle değerleniyor ayrı bir anlam kazanıyor.
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
Seni görecekler içimde.
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
Bir bütün haline geliyoruz durmadan.
Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni.
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden.
Saçlarını okşamak geliyor ellerini tutmak geliyor.
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri.
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum.
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık.
Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum.
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz bir gün bulutların üstünde.
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
O anlatılmaz baş dönmesi içindeyim.
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
Seninle vardığım yüksekliğe erişemez.
Açılmış bütün kuyuların derinliği
İçimde seni bulduğum yer kadar derin değil.
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem kıskançlık arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine sonra parmak uçlarımız.
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
Bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle.
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
İçimde seni bulduğum yer kadar derin değil.
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem kıskançlık arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine sonra parmak uçlarımız.
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
Bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle.
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Umutların Bittiği Yerde
Bir düş gibi başladı her şey, o sonsuz
Ve el değmemiş güzelliğinde aşkın
Uzaklarda arayıp da bulduğumuz
Belki de bizdik, sesiz ve dalgın
Her yer yeşile kesmişti yaprak yaprak
Büyülü sessizliğinde ormanların
Elele, dağlar ve denizler aşarak
Bir yere vardık, mutluluğa en yakın
Öyle yükseldik, göğe değdi başımız
Tüm mesafelerini aştık dünyanın
Öylesine hür ve öyle yapayalnız
Ve el değmemiş güzelliğinde aşkın
Uzaklarda arayıp da bulduğumuz
Belki de bizdik, sesiz ve dalgın
Her yer yeşile kesmişti yaprak yaprak
Büyülü sessizliğinde ormanların
Elele, dağlar ve denizler aşarak
Bir yere vardık, mutluluğa en yakın
Öyle yükseldik, göğe değdi başımız
Tüm mesafelerini aştık dünyanın
Öylesine hür ve öyle yapayalnız
Ve sonra bir yere geldik ki ıp ıssız
Çaresizlik bir tek hançer gibi yalın
Saplandı bağrına bütün umutların
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Çaresizlik bir tek hançer gibi yalın
Saplandı bağrına bütün umutların
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)